Acute [Adjective] İngilizce örnek cümle

Acute sesli dinle

acute (adj)

çok fazla, akut

acute angle : dar açı

acute appendicitis : akut apandisit

acute depression : şiddetli depresyon

acute dilemma : aşırı çelişki / zor durum

acute disease : akut/çabuk ilerleyen hastalık

acute intelligence : keskin zeka

acute observer : (anlayışı/algılaması) keskin gözlemci

acute phase : güçlü evre

acute sense : keskin duyu

acute shortage : şiddetli kıtlık

acute symptom : akut semptom

particularly acute : özellikle şiddetli

acute accent : tiz vurgu