Advise [Verb] İngilizce örnek cümle

Advise sesli dinle

advise (v)

nasihat etmek, öğüt vermek, tavsiyede bulunmak

I advised him to give up smoking, but he would not listen to me.

Sigarayı bırakmasını tavsiye ettim ama beni dinlemedi.

The doctor advised me that I should go on a diet.

Doktor diyet yapmamı tavsiye etti.

The driver advised us to fasten our seat belts.

Sürücü emniyet kemerlerimizi bağlamamızı tavsiye etti.

He advised being open to new opportunities.

Yeni fırsatlara açık olmayı tavsiye etti.

My physician advised me to refrain from alcohol for the time being.

Doktorum şu anda alkolden uzak durmamı tavsiye etti.

I advise him to give up smoking, on the contrary, he still smokes constantly.

Ona sigarayı bırakmasını tavsiye ediyorum, aksine, hala sürekli sigara içiyor.

attorney may advise : avukat tavsiye edebilir

expert may advise : uzman tavsiye edebilir

report may advise : rapor öneride bulunabilir

advise caution : dikkat tavsiye etmek

advise client : müşteriye tavsiye etmek

advise investor : yatırımcıya tavsiyede bulunmak

advise minister : bakana tavsiyede bulunmak

advise president : başkan tavsiye etmek

advise properly : uygun şekilde tavsiyede bulunmak

advise strongly : şiddetle tavsiye etmek

advise badly : kötü bir şekilde tavsiye vermek

advise of : ...-in tavsiyesini vermek

advise about : ... konusunda tavsiye vermek

advise on : ... konuda tavsiye vermek

advise against : ...yapmamasını tavsiye etmek