truly alive
:
gerçekten canlı
very alive
:
çok canlı
fully alive
:
tamamen canlı
be alive
:
canlı olmak
be buried alive
:
canlı canlı gömülmek
be burned alive
:
canlı canlı yakılmak
be captured alive
:
canlı esir edilmek
be eaten alive
:
canlı canlı yenmek
be found alive
:
canlı bulunmak
be left alive
:
canlı bırakılmak
be taken alive
:
canlı alınmak
bring alive
:
canlı getirmek
come alive
:
hayat bulmak
escape alive
:
canlı kurtulmak
feel alive
:
canlı hissetmek
keep alive
:
canlı tutmak
remain alive
:
canlı kalmak
return alive
:
hayata dönmek
seem alive
:
canlı görünmek
stay alive
:
hayatta kalmak
Daha az gör