Appalling [Adjective] İngilizce örnek cümle

Appalling sesli dinle

appal (v)

sarsmak, şoka uğratmak

appalling (adj)

berbat, ürkünç, dehşet verici

The lack of services for the poor in this country is appalling.

Bu ülkedeki yoksullar için hizmet eksikliği korkunç.

After her appalling behaviour, we had no option but to dismiss her.

Korkunç davranışından sonra onu kovmaktan başka seçeneğimiz yoktu.

really appalling : gerçekten berbat

truly appalling : gerçekten berbat

utterly appalling : tamamen berbat

appalling act : korkunç hareket

appalling atrocity : korkunç vahşet

appalling condition : berbat durum

appalling crime : korkunç suç

appalling dilemma : korkunç ikilem

appalling hardship : korkunç sıkıntı

appalling ignorance : dehşete düşüren cehalet

appalling injury : çok kötü yaralanma

appalling massacre : korkunç katliam

appalling mess : berbat şey

appalling record : berbat kayıt

appalling scene : korkunç sahne

appalling state : berbat durum

appalling stench : berbat koku

appalling taste : berbat tat

appalling thing : korkunç şey

appalling tragedy : korkunç trajedi

appalling weather : çok kötü hava

look appalling : korkunç görünmek

sound appalling : kulağa çok kötü gelmek