Astonished [Adjective] İngilizce örnek cümle

Astonished sesli dinle

astonish (v)

hayrete düşürmek

The scientist's groundbreaking discovery astonished the scientific community.

Bilim insanının çığır açan keşfi bilim camiasını hayrete düşürdü.

astonished (adj)

afallamış

We were all astonished to hear the news.

Hepimiz haberi duymaktan şaşırdık.

He was astonished at the changes in Tibet when he returned to China for the first time in 1984.

1984'te ilk kez Çin'e döndüğünde Tibet'teki değişikliklere şaşırdı.

The cook was astonished at his incredible appetite.

Aşçı onun inanılmaz iştahına şaşırmıştı.

quite astonished : oldukça şaşırmış

astonished disbelief : saşkınlıkla karışık inançsızlık

be astonished : şaşırmak

look astonished : şaşırmış gibi görünmek

seem astonished : şaşırmış gibi görünmek

sound astonished : kulağa şaşırmış gibi gelmek

astonished by : ...ya şaşırmış

astonished at : ...ya şaşırmış