Astonishing [Adjective] İngilizce örnek cümle

Astonishing sesli dinle

astonish (v)

hayrete düşürmek

The scientist's groundbreaking discovery astonished the scientific community.

Bilim insanının çığır açan keşfi bilim camiasını hayrete düşürdü.

astonishing (adj)

hayret verici, akıllara zarar

One of the many astonishing customs I discovered there was synchronized clapping.

Orada keşfettiğim birçok şaşırtıcı gelenekten biri, senkronize alkışlardı.

It was astonishing to observe how suddenly the boat would spin around and turn tail.

Teknenin nasıl aniden döndüğünü ve kuyruğunu çevirdiğini gözlemlemek şaşırtıcıydı.

quite astonishing : oldukça şaşırtıcı

really astonishing : gerçekten şaşırtıcı

simply astonishing : sadece şaşırtıcı

truly astonishing : tam anlamıyla şaşırtıcı

astonishing array : şaşırtıcı düzen

astonishing claim : şaşırtıcı iddia

astonishing display : şaşırtıcı gösteri

astonishing ease : şaşırtıcı rahatlık

astonishing feat : şaşırtıcı başarı

astonishing range : şaşırtıcı çeşitlilik

astonishing rapidity : şaşırtıcı hız

astonishing recovery : şaşırtıcı iyileşme

astonishing revelation : şaşırtıcı ifşa

astonishing speed : şaşırtıcı hız

astonishing success : şaşırtıcı başarı

astonishing variety : şaşırtıcı çeşitlilik

find sth astonishing : bir şeyi şaşırtıcı bulmak

seem astonishing : şaşırtıcı gibi görünmek