Beaten [Adjective] İngilizce örnek cümle

Beaten sesli dinle

beat (v)

mağlup etmek

In 1996 Germany beat the Czech Republic using a golden goal.

1996'da Almanya Çek Cumhuriyeti'ni altın bir golle yendi.

dayak atmak, vurmak

Tom was badly beaten before being killed.

Tom öldürülmeden önce fena dövüldü.

çarpmak, çırpmak (kanat)

The heart beats at different rates depending on what the body is doing.

Kalp, vücudun ne yaptığına bağlı olarak farklı oranlarda atmaktadır.

Bu kelimeler; birini yenmek, mağlup etmek anlamında kullanılabilir.

defeat (v) : yenmek
beat (v) : yenmek, dövmek, atmak (kalp)
overcome (v) : üstesinden gelmek
vanquish (v) : bozguna uğratmak
thrash (v) : dayak atmak, bozguna uğratmak
rout (v) : hezimete uğratmak
trounce (v) : bozguna uğratmak

beat brutally : vahşice dövmek

beat comprehensively : kapsamlı bir şekilde dövdü

beat repeatedly : art arda vurmak

beat thoroughly : iyice dövmek

beat violently : vahşice/merhametsiz bir şekilde dövmek

beat wildly : çılgın gibi çırpmak/çarpmak

beat badly : fena halde dövmek

beat chest : göğsüne vurmak

beat one's breast : dövünmek, dizini dövmek

beat the drum : davul çalmak