Birth [Noun] İngilizce örnek cümle

Birth sesli dinle

birth (n)

doğurma

The baby's brain had been deprived of oxygen during the birth.

Bebeğin beyni doğum sırasında oksijenden mahrum kalmıştı.

ortaya çıkış, doğuş

Scientists claimed yesterday to have solved the riddle of the birth of the Universe.

Bilim adamları dün, evrenin başlangıcının bilmecesini çözdüklerini iddia etti.

announce birth : doğumu ilan etmek

attend birth : doğuma girmek/katılmak

await birth : doğmasını beklemek

celebrate birth : doğumu kutlamak

breech birth : ters doğum

multiple birth : çoklu doğum

premature birth : erken doğum

vaginal birth : normal doğum

preterm birth : erken doğum

use birth control : doğum kontrolü kullanmak

effective birth control : etkili doğum kontrolü

birth control : doğum kontrolü

birth record : doğum kaydı

birth control method : doğum kontrol yöntemi

birth control pill : doğum kontrol hapı

birth defect : doğuştan olan özür

birth place : doğum yeri

at birth : doğumda

during a birth : doğumda

by birth : doğuştan