Booming [Adjective] İngilizce örnek cümle

Booming sesli dinle

boom (v)

yüksek ses çıkarmak, ani ses çıkarmak

çoğalmak, birden meşhur olmak, başarılı hâle gelmek

Cameroon’s population is booming.

Kamerun nüfusu artıyor.

business may boom : iş çıkış yapabilir

cannon may boom : top sıçrayabilir

economy may boom : ekonomi canlanabilir

industry may boom : sanayi canlanabilir

market may boom : piyasa canlanabilir

music may boom : müzik yükselebilir

thunder may boom : gök gürleyebilir

tourism may boom : turizm patlayabilir

trade may boom : ticaret gelişebilir

voice may boom : ses yükselebilir

baby boomer : 1945-1965 arasında doğan kimse

booming (adj)

ilerleyen, büyüyen

booming business : gelişen ticaret/iş

booming economy : gelişen ekonomi