Brave [Adjective] İngilizce örnek cümle

brave (v)

cesaretle karşılamak

cesaret göstermek, meydan okumak

Brave (v) ingilizce örnek cümle

The fishermen braved the weather and managed to return home safe.

Balıkçılar hava durumuna göğüs gererek evlerine sağ salim dönmeyi başardılar.

brave element : kötü havada dışarıda bulunmak

brave shower : sağanağa meydan okumak

brave storm : fırtınaya meydan okumak

brave weather : havaya meydan okumak

brave wind : rüzgara meydan okumak

1 Örnek daha

brave wrath : öfkeyi cesaretle karşılamak

Daha az gör

brave (n)

kızılderili savaşçı

cesur kişi

brave (adj)

cesur

yürekli, yiğit

Brave (adj) ingilizce örnek cümle

Brave people feel fear, but that doesn't stop them.

Cesur insanlar korku hisseder ama bu onları durdurmaz.

The brave fireman rescued a boy from the burning house.

Cesur itfaiyeci yanmakta olan evden bir çocuk kurtardı.

amazingly brave : inanılmaz derecede cesur

incredibly brave : inanılmaz derecede cesur

terribly brave : çok/olağanüstü derecede cesur

exceptionally brave : müthiş derecede cesur

extremely brave : son derece cesur

23 Örnek daha

fairly brave : oldukça cesur

brave attempt : cesur girişim

brave effort : cesur(ca) çaba

brave endeavour : cesur çaba

brave fight : cesur mücadele

brave hero : cesur kahraman

brave knight : cesur şövalye

brave man : cesur adam

brave move : cesur hareket

brave show : cesur gösteri

brave soldier : cesur asker

brave soul : cesur ruh

brave spirit : cesur ruh

brave step : cesur adım

brave tackle : cesur mücadele

brave thing : cesur şey

brave warrior : cesur savaşçı

brave word : cürretkâr laf

be brave : cesur olmak

feel brave : cesur hissetmek

make sb brave : sb cesur yapmak

seem brave : cesur görünmek

sound brave : kulağa cesur gelmek

Daha az gör

Brave ne demek?

Brave ne demek? Brave ne anlama gelir? Brave İngilizce örnek cümle. Brave eş anlamlıları.

Brave sesli dinle