Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Chance ne demek?

Chance ne demek? Chance ne anlama gelir? Chance İngilizce örnek cümle. Chance eş anlamlıları.

    chance (adj)

    tesadüfi

    Chance (adj) ingilizce örnek cümle

    Regular examinations increase the chances of catching breast cancer in its early stages.

    Düzenli muayeneler, erken aşamalarda meme kanserine yakalama şansını arttırır.

    Chance (n) Collocations

    chance acquaintance : tesadüfi tanışıklık
    chance conversation : tesadüfi görüşe
    chance discovery : tesadüfi keşif
    chance encounter : şansla karşılaşma
    chance meeting : tesadüfi buluşma
    2 Örnek daha
    chance mutation : tesadüfi dönüşüm
    chance remark : tesadüfi görüş
    Daha az gör
    chance (v)

    riske girmek

    göze almak, tehlikeye atmak

    şans eseri olmak

    tesadüf etmek, rast gelmek

    Chance (n) Collocations

    chance look : ifade araştırmak
    chance luck : şansını denemek
    chance peek : gözetlemeyi denemek
    chance (n)

    şans

    talih, kısmet

    Chance (n) ingilizce örnek cümle

    Each participant was given a chance to take part in the game, but some decided to sit out.

    Her katılımcıya oyuna katılma şansı verildi, ancak bazıları oturmaya karar verdi.

    We were on the same train by chance.

    Tesadüfen aynı trendeydik.

    She missed her chance to see the famous singer.

    Ünlü şarkıcıyı görme şansını kaçırdı.

    The prince gave up his royal title, so he lost his chance to rule the country.

    Prens kraliyet unvanından vazgeçti, bu yüzden ülkeyi yönetme şansını kaybetti.

    olasılık

    sans, ihtimal

    Chance (n) ingilizce örnek cümle

    Early detection can increase the chance of beating cancer.

    Erken teşhis, kanseri yenme olasılığını artırabilir.

    If by any chance it should rain, he won't come.

    Bir ihtimal yağmur yağarsa, o gelmeyecek.

    There is always a chance that the body will reject the transplant.

    Vücudun nakli reddetme olasılığı her zaman vardır.

    risk

    tehlike, şans

    Chance (n) Collocations

    chance may arise : şans ortaya çıkabilir
    chance may come : fırsat çıkabilir
    afford chance : şans vermek
    assess chance : şansı değerlendirmek
    await chance : fırsat beklemek
    97 Örnek daha
    blow chance : şansı kaybetmek
    boost chance : şansı arttırmak
    compromise chance : şans teşkil etmek
    create chance : şans yaratmak
    decrease chance : şansı/olasılığı azalmak
    deny chance : şansı reddetmek
    deserve chance : şansı/fırsatı hak etmek
    destroy chance : şansı yok etmek
    eliminate chance : şansı yok etmek
    end chance : şansı sonlandırmak
    enhance chance : şansı arttırmak
    enjoy chance : şansın tadını çıkarmak
    fancy chance : şans istemek
    forfeit chance : şansı kaybetmek
    get chance : şansı yakalamak/fırsat bulmak
    give chance : şans vermek
    grab chance : şansı yakalamak
    grasp chance : şansı yakalamak
    have chance : şansa sahip olmak
    hurt chance : şansı ziyan etmek
    improve chance : şansı artırmak
    increase chance : ihtimali artırmak
    jeopardize chance : şansı tehlikeye atmak
    kill chance : şansı öldürmek
    lessen chance : şansını azaltmak
    lose chance : şansını kaybetmek
    make chance : şans vermek
    maximize chance : şansı artırmak
    minimize chance : şansı en aza indirmek
    miss chance : fırsatı kaçırmak
    offer chance : şans vermek
    prejudice chance : şansı zayflatmak
    provide chance : şans vermek
    rate chance : şans olarak görmek
    reduce chance : olasılığı azaltmak
    relish chance : şansın tadını çıkarmak
    risk chance : şansı riske atmak
    ruin chance : şansı mahvetmek
    scupper chance : şansı mahvetmek
    seize chance : şansı değerlendirmek
    spoil chance : şansı berbat etmek
    spot chance : şansı değerlendirmek
    squander chance : şansı boşa harcamak
    stand chance : şansa bırakmak
    take chance : şansını denemek
    waste chance : şansını israf etmek
    last chance : son şans
    fifty-fifty chance : yarı yarıya şans
    big chance : büyük şans
    clear chance : belirgin şans
    clear-cut chance : net şans
    decent chance : yeterli şans
    golden chance : altın şans
    good chance : iyi şans, olasılık
    great chance : büyük şans
    happy chance : mutlu şans
    high chance : yüksek şans
    ideal chance : mükemmel şans
    legitimate chance : meşru şans
    little chance : az şans
    lucky chance : acemi şansı
    mere chance : sadece şans
    merest chance : en büyük şans
    minimal chance : en az şans
    only chance : tek şans
    pure chance : saf şans
    random chance : rastlantısal şans
    rare chance : nadir şans
    real chance : gerçek şans
    realistic chance : gerçekçi olasılık
    reasonable chance : makul şans
    remote chance : uzak şans
    sheer chance : kesin şans
    slender chance : ince şans
    slight chance : küçük bir ihtimal
    slim chance : zayıf şans
    solid chance : sağlam olasılık
    sporting chance : yeterli kazanma şansı
    strong chance : güçlü şans
    unique chance : benzersiz şans
    unlucky chance : şanssız şans
    wonderful chance : harika şans
    fair chance : güzel şans
    equal chance : eşit şans
    final chance : son şans
    outside chance : çok küçük bir ihtimal
    electoral chance : seçim şansı
    excellent chance : mükemmel şans
    educational chance : eğitim şansı
    million-to-one chance : milyona bir şans
    jump at chance : şans yakalamk
    leave to chance : şansa bırakmak
    pass up chance : fırsatı tepmek
    low chance : düşük şans
    give a second chance : ikinci bir şans vermek
    second chance : ikinci şans
    fighting chance : başarı şansı
    Daha az gör

    Chance (n) Preposition Kullanımları

    by chance : şans eseri
    chance for : …için şans
    by any chance : bir ihtimal
    chance of : … şansı, ihtimali