Commodity [Noun] İngilizce örnek cümle

Commodity sesli dinle

commodity (n)

mal, alınıp satılan şey, meta

The price of a commodity can rise suddenly.

Bir ürünün fiyatı aniden yükselebilir.

produce commodity : ticari mal üretmek

agricultural commodity : tarım eşyası

cheap commodity : ucuz ürün

global commodity : küresel ürün

hot commodity : sıcak ürün

important commodity : önemli ticari eşya

industrial commodity : endüstriyel ürün

marketable commodity : pazarlanabilir ürün

perishable commodity : dayanıksız ürün

precious commodity : kıymetli ürün

primary commodity : birincil ürün

rare commodity : ender eşya

saleable commodity : satılabilir ürün

scarce commodity : kıt ürün

valuable commodity : değerli ürün

expensive commodity : pahalı ürün

basic commodity : temel ürün