Cough [Noun] İngilizce örnek cümle

Cough sesli dinle

cough (v)

Every time she coughs, she feels a great deal of pain.

Ne zaman öksürse, çok fazla acı hissediyor.

engine may cough : motor öksürür gibi ses çıkarabilir

cough loudly : yüksek sesle öksürmek

cough nervously : endişeyle öksürmek

cough politely : kibarca öksürmek

cough slightly : hafif öksürmek

cough uncontrollably : kontrol edilemez biçimde öksürmek

cough violently : şiddetli bir şekilde/yüksek sesle öksürmek

cough (n)

catch cough : öksürüğe yakalanmak

develop cough : öksürük gelişmek

have cough : öksürmek

bad cough : kötü öksürük

persistent cough : süreğen / inatçı öksürük

slight cough : hafif öksürük

terrible cough : korkunç/kötü öksürük

violent cough : şiddetli öksürük

dry cough : kuru öksürük

cough medicine : öksürük ilacı

suffer from cough : öksürüğü olmak