Crown [Noun] İngilizce örnek cümle

Crown sesli dinle

crown (v)

taçlandırmak

tepede olmak

crown (n)

The previous winner of Miss America will hand off her crown to the next winner.

Bir önceki Miss America galibi, tacını bir sonraki kazanana devredecek.

The book is about a king who loses his crown.

Kitap, tacını kaybeden bir kralla ilgilidir.

crown may pass : taç devredilebilir

accept crown : tacı kabul etmek

capture crown : (spor) zirveye ulaşmak

claim crown : taç giymek/almak

offer crown : kraliyeti birine vermek

regain crown : (spor) zirveyi geri kazanmak

retain crown : taç tutmak

serve crown : kraliyete hizmet etmek

wear crown : taç takmak

crowned head : hükümdar