Deepening [Adjective] İngilizce örnek cümle

Deepening sesli dinle

deepen (v)

deinleşmek, koyulaştırmak, koyulaşmak

blush may deepen : yüz kızarması yayılabilir/derinleşebilir

crisis may deepen : kriz derinleşebilir

depression may deepen : depresyon derinleşebilir

frown may deepen : kaş çatma derinleşebilir

gloom may deepen : üzüntü derinleşebilir

kiss may deepen : öpücük derinleşebilir

mystery may deepen : gizem derinleşebilir

relationship may deepen : ilişki gelişebilir/ilerleyebilir

rift may deepen : anlaşmazlık meydana gelebilir

scowl may deepen : kaş çatma derinleşebilir

silence may deepen : sessizlik derinleşebilir

voice may deepen : ses derinleşebilir

deepen mystery : gizemi derinleştirmek

deepen understanding : anlayışı derinleştirmek

deepening (adj)

koyulaşma