![Deficit [Noun] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_blue.svg){kind=logo}
![Deficit [Noun] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_white.svg){kind=logo}
Popüler Sonuçlar
sonuçlar yükleniyor...
Arama Sonucu Bulunamadı.
Aradığınız kelime için bir içeriğimiz bulunmamaktadır. Lütfen Başka bir arama yaparak devam edin.
Deficit ne demek?
Deficit ne demek? Deficit ne anlama gelir? Deficit İngilizce örnek cümle. Deficit eş anlamlıları.
deficit
(n)
eksiklik
açık, zararDeficit (n) ingilizce örnek cümle
Reducing the budget deficit is a major concern of the government.
Bütçe açığının azaltılması, hükümetin büyük bir endişesidir.
Deficit (n) Collocations
deficit may balloon
:
açık büyüyebilir
deficit may decrease
:
açık düşebilir
deficit may fall
:
açık azalabilir
deficit may grow
:
açık büyüyebilir
deficit may increase
:
açık büyüyebilir
50 Örnek daha
deficit may narrow
:
açık daralabilir
deficit may rise
:
açık artabilir
deficit may shrink
:
açık azalabilir
deficit may soar
:
açık artabilir
deficit may widen
:
açığı genişleyebilir
address deficit
:
açık üzerinde durmak
correct deficit
:
eksikliği düzeltmek
eliminate deficit
:
açığı ortadan kaldırmak
erase deficit
:
açığı silmek
face deficit
:
açıkla yüşleşmek
finance deficit
:
açığı finanse etmek
fund deficit
:
açığı finanse etmek
have deficit
:
açığa sahip olmak
increase deficit
:
açığı arttırmak
narrow deficit
:
açığı azaltmak
overcome deficit
:
açığı aşmak
overturn deficit
:
açığı kapatmak
reduce deficit
:
açığı azaltmak
show deficit
:
açığı göstermek
shrink deficit
:
açığını azaltmak
tackle deficit
:
eksiklikle mücadele etmek
widen deficit
:
açığı arttırmak
cognitive deficit
:
bilişsel eksiklik
growing deficit
:
büyüyen açık
huge deficit
:
büyük açıkı
large deficit
:
büyük açık
massive deficit
:
devasa açık
national deficit
:
ulusal bütçe açığı
net deficit
:
net açığı
neurological deficit
:
nörolojik defisit
projected deficit
:
öngörülen bütçe açığı
serious deficit
:
ciddi açık
small deficit
:
küçük bütçe açığı
soaring deficit
:
yükselen açığı
substantial deficit
:
önemli açık
fiscal deficit
:
mali açık
federal deficit
:
federal bütçe açığı
enormous deficit
:
muazzam açığı
financial deficit
:
finansal açık
exploding deficit
:
patlayan açığı
ballooning deficit
:
büyüyen açık / eksiklik
overall deficit
:
genel bütçe açığı
make up deficit
:
açığı telafi etmek
wipe out deficit
:
açığını silmek
go into deficit
:
borca girmek
run up deficit
:
borcun altına girmek
slip into deficit
:
borca girmek
water deficit
:
su eksikliği
balance of payment deficit
:
ödeme dengesi açığı
trade deficit
:
ticaret açığı
Daha az gör
Yükleniyor...
