desperately hungry
:
son derece aç
desperately ill
:
son derece hasta
desperately keen
:
son derece istekli
desperately lonely
:
son derece yalnız
desperately nervous
:
son derece gergin
desperately sad
:
son derece üzgün
desperately shy
:
son derece utangaç
desperately sick
:
son derece hasta
desperately slow
:
son derece yavaş
desperately sorry
:
çok özür dilemek
desperately tired
:
son derece yorgun
desperately unhappy
:
son derece mutsuz
desperately unlucky
:
son derece şanssız
desperately worried
:
son derece endişeli
beg desperately
:
umutsuzca yalvarmak
cling desperately
:
umutsuzca tutunmak
clutch desperately
:
umutsuzca kavramak
cry desperately
:
çaresizce ağlamak
fight desperately
:
her şeyi göze alarak savaşmak
flail desperately
:
çaresizce dövmek
hope desperately
:
çaresizce umut etmek
long desperately
:
çok özlemek
miss desperately
:
çok özlemek
need desperately
:
çok ihtiyaç duymak
plead desperately
:
umutsuzca savunma yapmak
pray desperately
:
umutsuzca dua etmek
scramble desperately
:
çaresizce çabalamak
search desperately
:
umutsuzca aramak
seek desperately
:
umutsuzca aramak
shake desperately
:
umutsuzca sallamak
strive desperately
:
umutsuzca çabalamak
struggle desperately
:
umutsuzca mücadele etmek
try desperately
:
umutsuzca denemek
want desperately
:
çok istemek
wish desperately
:
umutsuzca dilemek
yearn desperately
:
çaresizce özlemek
Daha az gör
![Desperately [Adverb] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_blue.svg){kind=logo}
![Desperately [Adverb] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_white.svg){kind=logo}
