Drastic [Adjective] İngilizce örnek cümle

Drastic sesli dinle

drastic (adj)

güçlü, çarpıcı, drastik

The team had to make drastic changes to their strategy after losing several games in a row.

Takım arka arkaya birkaç maç kaybettikten sonra stratejisinde büyük değişiklikler yapmak zorunda kaldı.

drastic change : büyük değişiklik

drastic decrease : şiddetli/önemli düşüş

drastic improvement : önemli ilerme

drastic increase : çarpıcı artış

drastic measure : etkili/sert önlem

drastic reduction : sert düşüş, azalma

drastic remedy : şiddetli/önemli/umutsuz çözüm

drastic solution : köklü çözüm

drastic decision : sert karar