Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Early ne demek?

Early ne demek? Early ne anlama gelir? Early İngilizce örnek cümle. Early eş anlamlıları.

    early (adv)

    erken

    Early (adv) ingilizce örnek cümle

    Birds sing early in the morning.

    Kuşlar sabah erkenden öter.

    Early (adj) Collocations

    awaken early : erken uyanmak
    detect early : erken tespit etmek
    wake up early : erken uyanmak
    early (adj)

    erken

    erkenden, önce

    Early (adj) ingilizce örnek cümle

    Early diagnosis can make a big difference.

    Erken teşhis büyük bir fark yaratabilir.

    başları

    başlarında, erken, ilk

    Early (adj) ingilizce örnek cümle

    During my early teens, I was not always on the best of terms with my parents.

    Ergenlik yıllarımın başlarında ailemle her zaman iyi geçinemezdim.

    My grandfather is in his early eighties, but he is still able to get around easily.

    Dedem seksenli yaşlarının başında, ancak yine de kolayca dolaşabiliyor.

    Early (adj) Collocations

    awfully early : son derece erken
    relatively early : nispeten erken
    slightly early : biraz erken
    surprisingly early : şaşırtıcı derecede erken
    extremely early : oldukça erken
    76 Örnek daha
    early abortion : erken kürtaj
    early adulthood : erken yetişkinlik
    early age : erken, küçük yaş
    early ancestor : ilk ata
    early arrival : erken varış
    early association : erken ilişki
    early autumn : Erken sonbahar
    early childhood : erken çocukluk dönemi
    early Christianity : erken Hıristiyanlık
    early church : erken kilise
    early civilization : ilk uygarlık
    early completion : erken bitirme
    early death : erken ölüm
    early decades : ilk on yıllar
    early detection : erken teşhis
    early diagnosis : erken teşhis
    early dinner : erken akşam yemeği
    early election : erken seçim
    early estimate : erken tahmin
    early evolution : ilk evrim
    early experience : erken deneyim
    early experiment : erken deney
    early explorer : ilk kaşif
    early fall : sonbaharın başı
    early favourite : erken favori
    early finding : erken bulgu
    early form : (bir şeyin) ilk şekli/biçimi
    early history : erken tarih
    early infancy : erken bebeklik
    early influence : erken etki
    early inhabitant : ilk sakin / yerleşik halk / yerli
    early intervention : erken müdahale
    early introduction : erken giriş
    early learning : erken öğrenme
    early life : yaşamın başları
    early mammals : ilk memeli hayvanlar
    early man : ilk insan
    early manifestation : erken gösterge
    early manuscript : erken el yazması
    early menopause : erken menopoz
    early middle age : orta yaşın başları
    early month : ayın başları
    early mortality : erken ölüm
    early observation : erken gözlem
    early onset : erken başlangıç
    early part : ilk kısım
    early period : erken dönem
    early phase : erken evre
    early pioneer : ilk öncü
    early pregnancy : erken hamilelik / hamileliğin başları
    early recognition : erken tanıma
    early reference : erken referans/alıntı
    early reply : erken cevap
    early researcher : ilk araştırmacı
    early sign : erken belirti
    early stage : erken evre, aşama
    early success : erken başarı
    early time : erken zaman
    early warning : erken uyarı
    early writing : ilk yazı
    early year : yılın başları
    early study : eski çalışma
    earliest date : en erken tarih
    earlier discussion : daha önceki tartışma
    earlier period : daha erken dönem
    earlier research : daha önceki araştırma
    earlier stage : önceki aşama
    earlier study : eski çalışma
    earlier times : eski zamanlarda
    earlier version : daha önceki biçim/sürüm
    earlier work : daha önceki çalışma
    earlier generation : daha önceki nesil
    earlier era : daha önceki çağ
    earlier century : daha önceki yüzyıl
    early treatment : erken tedavi
    early-term abortion : erken dönem kürtaj
    Daha az gör

    Early ile Bağlantılı Kelimeler