Encouraged [Adjective] İngilizce örnek cümle

Encouraged sesli dinle

encourage (v)

özendirmek, cesaretlendirmek, yüreklendirmek

Family planning encourages families to have a small number of children.

Aile planlaması, aileleri az sayıda çocuk sahibi olmaya teşvik eder.

encourage aggression : saldırganlığı teşvik etmek

encourage belief : inancı desteklemek/teşvik etmek

encourage confidence : güveni teşvik etmek

encourage creativity : yaratıcılığı teşvik etmek

encourage development : gelişmeyi teşvik etmek

encourage establishment : kuruluşu teşvik etmek

encourage flexibility : esnekliği teşvik etmek

encourage growth : büyümeyi teşvik etmek

encourage immigrant : göçmen teşvik etmek

encourage immigration : göçü teşvik etmek

encourage improvement : iyileştirmeyi teşvik etmek

encourage innovation : yeniliğe teşvik etmek

encourage investment : yatırım teşvik etmek

encourage participation : katılım sağlamak

encourage production : üretimi teşvik etmek

encourage teamwork : ekip çalışmasını teşvik etmek

encourage wildlife : yaban hayatını desteklemek/teşvik etmek

encourage actively : etkin şekilde cesaretlendirmek

encourage deliberately : bilerek teşvik etmek

encourage especially : özellikle teşvik etmek

encourage explicitly : açıkça teşvik etmek

encourage particularly : özellikle teşvik etmek

encourage in : teşvik etmek

encouraged (adj)

yürekli, güven duyan, ümitli