Ensure [Verb] İngilizce örnek cümle

Ensure sesli dinle

ensure (v)

garanti vermek, sağlamak, elde etmek

I will do my best to ensure that such mistakes do not occur in future.

Gelecekte bu tür hataların olmamasını sağlamak için elimden geleni yapacağım.

Preserving a species and its habitat is one way to ensure an increase in biodiversity.

Bir türü ve onun yaşam alanını korumak, biyoçeşitliliğin artmasını sağlamanın bir yoludur.

mechanism may ensure : mekanizma, olanak sağlayabilir/garantiye alabilir

ensure confidentiality : gizliliği sağlamak

ensure distribution : dağıtımı sağlamak

ensure employment : istihdamı sağlamak

ensure health : sağlık sağlamak

ensure protection : koruma sağlamak

ensure reliability : güvenilirliği sağlamak

ensure representation : temsili sağlamak

ensure return : dönüşü sağlama almak

ensure stability : istikrarı sağlamak

ensure success : başarı sağlamak

ensure supply : kaynağı garanti altına almak

ensure effectively : etkili bir şekilde sağlamak