Ethnic [Adjective] İngilizce örnek cümle

Ethnic sesli dinle

ethnic (n)

ethnic (adj)

ırksal, kavmi, ırki

Ethnic Afghanis often face prejudice in western countries.

Etnik Afganiler, genellikle batı ülkelerinde ön yargılarla karşı karşıyadır.

ethnic background : etnik köken

ethnic balance : etnik denge

ethnic community : etnik toplum

ethnic conflict : etnik çatışma

ethnic difference : etnik fark

ethnic diversity : etnik çeşitlilik

ethnic division : etnik bölünme

ethnic group : etnik grup

ethnic heritage : etnik miras

ethnic identity : etnik kimlik

ethnic loyalty : etnik sadakat

ethnic majority : etnik çoğunluk

ethnic minority : etnik azınlık

ethnic origin : etnik köken

ethnic prejudice : etnik önyargı

ethnic tension : etnik gerginlik