Excepting ne demek?

It is unlawful to park a car here, excepting Sundays and holidays.

Pazar ve tatil günleri dışında buraya araba park etmek yasa dışıdır.

Everybody, excepting the last two couples, has tried bungee jumping.

Son iki çift dışında herkes bungee jumping yapmayı denedi.

Excepting the last two chapters, the book deals with the lasting effects of the Vietnam war.

Kitap, son iki bölüm dışında, Vietnam savaşının kalıcı etkilerini ele alıyor.