Familiar [Adjective] İngilizce örnek cümle

Familiar sesli dinle

familiar (adj)

tanıdık, bilindik

The school was familiar to him as he had been there when he was younger.

Okul, gençken orada bulunduğu için ona tanıdık geldi.

Are you familiar with the rules of soccer?

Futbol kurallarına aşina mısın?

Are you familiar with the cultures of the countries in Asia?

Asya’daki ülkelerin kültürlerine aşina mısın?

already familiar : zaten tanıdık

awfully familiar : son derece tanıdık

completely familiar : tamamen tanıdık

instantly familiar : anında tanıdık

remotely familiar : uzaktan tanıdık

somehow familiar : bir şekilde tanıdık

thoroughly familiar : fazlasıyla aşına

entirely familiar : tamamen tanıdık

extremely familiar : son derece tanıdık/bildik

fully familiar : tamamen aşina

familiar enough : yeterince aşina

familiar complaint : tanıdık şikayet

familiar dilemma : tanıdık ikilem /çelişki

familiar face : tanıdık yüz

familiar ground : tanıdık zemin/yer/konu/tartışma

familiar scene : tanıdık sahne

familiar surroundings : tanıdık çevre

familiar territory : tanıdık bölge

become familiar : aşina olmak

make sth familiar : sth tanıdık yapmak

familiar with : ...ya aşina

familiar to : ...nın tanıdığı, bildiği