Fan [Noun] İngilizce örnek cümle

Fan sesli dinle

fan (v)

yelpazelemek

tahrik etmek

fan (n)

I am a big fan of the arts.

Ben sanatın büyük bir hayranıyım.

fan, vantilatör

Tom lay on the floor and stared at the ceiling fan.

Tom yere yattı ve tavan pervanesine bakmaya başladı.

fan may applaud : fan alkışlayabilir

fan may blow : vantilatör üfleyebilir

fan may boo : taraftar yuhalayabilir

fan may chant : taraftar tezahürat yapmak

fan may clamour : taraftar bağırabilir

fan may flock : taraftar toplanabilir

fan may gather : taraftar toplanabilir

fan may queue : taraftar kuyrukta olabilir

fan may wait : taraftar bekleyebilir

fan may watch : taraftar izleyebilir

alienate fan : taraftarlarını uzaklaştırmak

attract fan : hayranı çekmek

become fan : hayran olmak

disappoint fan : hayranları hayal kırıklığına uğratmak

satisfy fan : fanı tatmin etmek

big fan : büyük hayran

loyal fan : sadık hayran

ceiling fan : tavan vantilatörü