Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Flat ne demek?

Flat ne demek? Flat ne anlama gelir? Flat İngilizce örnek cümle. Flat eş anlamlıları.

    flat (n)

    apartman dairesi

    daire

    Flat (n) ingilizce örnek cümle

    They're renting a furnished flat on the third floor.

    Üçüncü katta mobilyalı bir daire kiralıyorlar.

    I invited him back to my flat for a coffee.

    Onu kahve için daireme davet ettim.

    I haven't rent a flat yet, I'm going to stay with my friend for a while.

    Henüz bir daire kiralamadım, bir süre arkadaşımda kalacağım.

    Flat (adj) Collocations

    flat may face : daire gözünden kaçabilir
    flat may overlook : daire karşı karşıya olabilir
    build flat : daire inşa etmek
    buy flat : daire satın almak
    get flat : lastiği patlamak
    9 Örnek daha
    have flat : düz olmalı
    rent flat : daire kiralamak
    ground-floor flat : zemin kat (giriş katındaki) dairesi
    purpose-built flat : amaca uygun daire / apartman katı
    salt flat : tuzlu çanak
    break into flat : daireye (hırsızlık için) girmek
    look for a flat : daire aramak | ev aramak
    bachelor flat : bekâr evi
    basement flat : bodrum dairesi
    Daha az gör
    flat (adv)

    düz

    yatay biçimde, yatay durumda
    flat (adj)

    düz

    yassı, yayvan, pürüzsüz

    Flat (adj) ingilizce örnek cümle

    Flat land is less susceptible to water erosion.

    Düz arazi su erozyonuna karşı daha az hassastır.

    Crops were laid flat by heavy rainstorms.

    Ekinler ağır yağmur fırtınası ile düz bir şekilde serildi.

    People once believed the world was flat.

    İnsanlar bir zamanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu.

    patlak (lastik)

    havasız

    Flat (adj) ingilizce örnek cümle

    I had to push my bicycle because I had a flat tire.

    Bisikletimi itmek zorunda kaldım çünkü lastiğim patladı.

    The driver jacked up his car to change the flat tire.

    Sürücü, patlak lastiği değiştirmek için arabasını krikoyla kaldırdı.

    mayasız

    Flat (adj) ingilizce örnek cümle

    Our bus won't start because the battery is flat.

    Akü bitmiş olduğu için otobüsümüz çalışmayacak.

    sıkıcı

    duygusuz, cansız, yavan

    Flat (adj) ingilizce örnek cümle

    The team looked flat for large parts of the game.

    Takım, oyunun büyük bölümleri boyunca cansız görünüyordu.

    gazı kaçmış

    Flat (adj) ingilizce örnek cümle

    Please drink the coke before it goes flat.

    Lütfen kolayı gazı kaçmadan önce iç.

    This cola has gone flat and doesn't taste good.

    Bu kolanın gazı kaçmış ve tadı güzel değil.

    Flat (adj) Collocations

    absolutely flat : tamamen düz
    completely flat : tamamen düz
    nearly flat : neredeyse düz
    perfectly flat : mükemmel derecede düz
    extremely flat : son derece düz
    15 Örnek daha
    flat base : düz taban
    flat chest : düz göğüs
    flat desert : düz çöl
    flat expanse : düz genişlik
    flat ground : düz arazi
    flat land : düz arazi
    flat plane : düz uçak
    flat shoe : düz taban ayakkabı
    flat stomach : düz bir karın
    flat tax : sabit vergi
    flat tyre : patlak lastik
    lie flat : sırt üstü uzanmak
    make sth flat : düz yapmak
    as flat as a pancake : dümdüz
    joke may fall flat : şakaya gülünmeyebilir
    Daha az gör

    Flat ile Bağlantılı Kelimeler