Grade [Noun] İngilizce örnek cümle

Grade sesli dinle

grade (v)

puan vermek, değerlendirmek

grade (n)

puan, derece

Classroom participation is difficult to make up; therefore, a student's grade may be affected by absences.

Sınıf katılımını telafi etmek zordur; bu nedenle, bir öğrencinin notu devamsızlıktan etkilenebilir.

sınıf, kur, seviye grubu

achieve grade : başarıya/dereceye ulaşmak

attain grade : dereceye ulaşmak

award grade : not vermek

earn grade : not almak

get grade : not almak

give grade : not vermek

have grade : notu var

improve grade : notu iyileştirmek

bad grade : kötü not

good grade : iyi not

high grade : yüksek not

low grade : düşük seviye, not

poor grade : düşük not

top grade : üst sınıf/derece

final grade : başarı notu, kanaat notu

in ... grade : ... sınıfta