The books were placed haphazardly on the shelf.
Kitaplar rastgele raflara yerleştirildi.
Many ecologically valuable areas have been haphazardly developed over the past decades.
Ekolojik olarak değerli birçok alan, geçtiğimiz on yıllarda gelişigüzel bir şekilde geliştirildi.
State boundaries are haphazardly drawn across land masses and linguistic, cultural and ethnic lines.
Devlet sınırları, kara kütleleri ve dilsel, kültürel ve etnik hatlar arasında gelişigüzel çizilir.