Helpless [Adjective] İngilizce örnek cümle

Helpless sesli dinle

helpless (adj)

aciz, yardıma muhtaç

It's natural to feel helpless against such abuse.

Bu tür istismarlara karşı çaresiz hissetmek doğaldır.

absolutely helpless : kesinlikle çaresiz

almost helpless : neredeyse çaresiz

apparently helpless : görünüşe göre/görünüşte çaresiz

completely helpless : tamamen çaresiz

physically helpless : fiziksel olarak çaresiz

quite helpless : oldukça çaresiz

seemingly helpless : görünüşte çaresiz

totally helpless : tamamen çaresiz

utterly helpless : tamamen çaresiz

virtually helpless : neredeyse çaresiz

helpless creature : çaresiz/savunmasız yaratık

helpless gesture : çaresiz el, kol ve baş hareketi

helpless laughter : çaresiz kahkaha

helpless prey : çaresiz av/kurban

helpless rage : zayıf/güçsüz öfke

helpless shrug : çaresiz omuz silkme

helpless tear : çaresiz gözyaşı

helpless victim : çaresiz kurban

appear helpless : aciz görünmek

become helpless : çaresiz kalmak

feel helpless : aciz hissetmek

leave sb helpless : birini çaresiz bırakmak

lie helpless : çaresiz yatmak, aciz duruma düşmek

look helpless : çaresiz görünmek

render sth helpless : /bir şeyi) çaresiz bırakmak/hale düşürmek

seem helpless : çaresiz gibi görünmek

stand helpless : çaresiz durmak/olmak/ayakta durmak

watch helpless : çaresiz izlemek