Hostile [Adjective] İngilizce örnek cümle

Hostile sesli dinle

hostile (adj)

saldırgan, aykırı düşünen, muhalif

The village was surrounded by a hostile army.

Köyün düşman bir ordu tarafından etrafı sarıldı.

berbat, kötü, uygun olmayan

Failing to communicate is one way to create a hostile work environment.

İletişim kurmamak, hoş olmayan bir çalışma ortamı yaratmanın bir yoludur.

actively hostile : etkin şekilde düşmanca

bitterly hostile : acımasız düşman

decidedly hostile : kesinlikle düşmanca

entirely hostile : tamamen düşman

extremely hostile : son derece kötü/saldırgan

generally hostile : genellikle düşman

hostile atmosphere : düşmanca atmosfer

hostile attitude : düşmanca davranış/tavır

hostile comment : kötü/düşmanca yorum

hostile environment : uygun olmayan ortam

hostile force : düşman gücü

hostile reaction : düşmanca tepki

hostile territory : düşman bölge

hostile witness : düşman tanık

deem sth hostile : bir şeyi düşman(ca) görmek/saymak

make sb hostile : düşmanlık yapmak

regard sth as hostile : bir şeyi kötü/düşmanca görmek

hostile to : ...ya düşman

hostile towards : ...ya düşman