The politician's speech implicitly criticized the opposing party's policies.
Politikacının konuşması üstü kapalı olarak karşı tarafın politikalarını eleştiriyordu.
She believed implicitly in the power of positive thinking.
Pozitif düşünmenin gücüne tamamen inanıyordu.
He trusted implicitly in his doctor's diagnosis and cancer treatment plan.
Doktorunun teşhisine ve kanser tedavi planına kesinlikle güveniyordu.