Indispensable [Adjective] İngilizce örnek cümle

Indispensable sesli dinle

indispensable (adj)

çok gerekli, kaçınılmaz, zaruri

A good citizen is an indispensable part of a progressive state.

İyi bir vatandaş, ilerleyen bir devletin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Your help is indispensable to our success.

Yardımınız başarımız için vazgeçilmezdir.

Today, the computer has become an indispensable tool in our day-to-day activities.

Günümüzde bilgisayar, günlük faaliyetlerimizde vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir.

absolutely indispensable : kesinlikle vazgeçilmez

indispensable prerequisite : vazgeçilmez koşul

indispensable tool : vazgeçilmez araç

become indispensable : vazgeçilmez olmak

consider indispensable : vazgeçilmez düşünmek

make indispensable : vazgeçilmez yapmak

prove indispensable : vazgeçilmezliği kanıtlamak

indispensable component : vazgeçilmez bileşen

indispensable in : vazgeçilmez

indispensable for : …için vazgeçilmez

indispensable to : …için vazgeçilmez