Inevitably [Adverb] İngilizce örnek cümle

Inevitably sesli dinle

inevitably (adv)

önlenemez bir şekilde, kaçınılmaz olarak, çaresiz bir şekilde, ister istemez

An old car will inevitably break down.

Eski bir araba kaçınılmaz olarak bozulacaktır.

Technological changes will inevitably lead to unemployment.

Teknolojik değişimler kaçınılmaz olarak işsizliğe yol açacaktır.

We will inevitably run out of oil, coal and natural gas.

Kaçınılmaz olarak petrol, kömür ve doğal gazı tüketeceğiz.

inevitably bound : kaçınılmaz olarak bağlı

inevitably doomed : kaçınılmaz olarak mahkûm

inevitably incomplete : kaçınılmaz olarak eksik/bitmemiş

inevitably limited : kaçınılmaz olarak sınırlı

rise inevitably : kaçınılmaz olarak yükselmek

draw inevitably : kaçınılmaz olarak çekmek

entail inevitably : kaçınılmaz olarak yol açmak/kapsamak

influence inevitably : kaçınılmaz olarak etkilemek

involve inevitably : kaçınılmaz olarak içermek/zorunlu hale getirmek

lead inevitably : kaçınılmaz olarak yol açmak

provoke inevitably : kaçınılmaz olarak yok açmak

result inevitably : kaçınılmaz olarak sonuçlanmak

vary inevitably : kaçınılmaz olarak değişmek