Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Interest ne demek?

Interest ne demek? Interest ne anlama gelir? Interest İngilizce örnek cümle. Interest eş anlamlıları.

    interest (v)

    ilgisini çekmek

    merak uyandırmak

    Interest (n) Collocations

    interest buyer : alıcının ilgisini çekmek
    interest particularly : özellikle ilgilenmek
    interest (n)

    ilgi

    alâka, hobi

    Interest (n) ingilizce örnek cümle

    Alfred Nobel had broad cultural interests.

    Alfred Nobel'in geniş kültürel ilgileri vardı.

    Although they are twins, they have few interests in common.

    İkiz olmalarına rağmen, ortak çok az ilgi alanları var.

    çıkar

    yarar, menfaat, fayda

    Interest (n) ingilizce örnek cümle

    If you can find mutual interests, you will get along with each other.

    Karşılıklı çıkarlar bulabilirseniz, birbirinizle iyi geçinirsiniz.

    The government actions are contrary to the public interest.

    Hükümetin eylemleri kamu yararına aykırıdır.

    faiz

    Interest (n) ingilizce örnek cümle

    The interest on bank loans is usually quite high.

    Banka kredilerinin faizi genellikle oldukça yüksektir.

    Variations in the interest rate will have an impact on the whole housing market.

    Faiz oranındaki değişiklikler tüm konut piyasasını etkileyecektir.

    Falling interest rates have stimulated the automobile market.

    Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.

    Interest (n) Collocations

    interest may accrue : faiz tahakkuk edebilir
    interest may bear : ilgi katlanabilir
    interest may flag : faiz azalabilir
    interest may grow : ilgi artabilir
    interest may wane : ilgi azalabilir
    75 Örnek daha
    add interest : ilgi çekmek
    advance interest : çıkarına ilerlemek/hareket etmek
    arouse interest : ilgi uyandırmak
    attract interest : ilgi çekmek
    awaken interest : ilgi uyandırmak
    catch interest : ilgisini çekmek
    champion interest : çıkara hizmet etmek
    charge interest : faiz işletmek
    develop interest : ilgi geliştirmek
    earn interest : ilgi kazanmak
    generate interest : ilgi yaratmak
    have interest : ilgisi olmak
    jeopardize interest : çıkarını tehlikeye atmak
    lose interest : ilgisini kaybetmek
    pay interest : faiz ödemek
    pursue interest : ilgi duymak, ilgilenmek
    receive interest : faiz almak
    represent interest : ilgiyi temsil etmek
    revive interest : ilgi uyandırmak
    serve interest : çıkara hizmet etmek
    show interest : ilgi göstermek
    stimulate interest : ilgi uyandırmak
    sustain interest : arzuyu sürdürmek
    take an interest : alaka duymak/göstermek
    slightest interest : en ufak bir ilgi
    active interest : faal ilgi
    abiding interest : daimi ilgi
    academic interest : akademik ilgi
    architectural interest : mimari ilgi
    artistic interest : sanatsal ilgi
    broad interest : geniş ilgi
    close interest : yakın ilgi/alaka
    commercial interest : ticari ilgi
    common interest : ortak ilgi/çıkar
    conflicting interests : çıkar çatışması
    considerable interest : büyük ilgi
    contradictory interest : çelişkili çıkar
    deep interest : derin ilgi
    great interest : büyük ilgi
    growing interest : artan ilgi
    historical interest : tarihsel ilgi
    intense interest : yoğun ilgi
    joint interest : ortak ilgi
    keen interest : çok ilgi
    little interest : az ilgi
    long-term interest : uzun vadeli çıkar, faiz
    mutual interest : karşılıklı çıkar
    national interest : ulusal çıkar
    personal interest : kişisel ilgi/çıkar
    public interest : kamu yararı
    renewed interest : yenilenmiş/yenilenen faiz/ilgi/çıkar
    scientific interest : bilimsel ilgi
    sectional interest : bölümsel ilgi
    selfish interest : bencil ilgi
    serious interest : ciddi ilgi
    shared interest : ortak ilgi
    special interest : özel ilgi
    widespread interest : yaygın ilgi
    diverse interest : farklı ilgi
    foreign interest : dış/yabancı faiz/çıkar
    general interest : genel ilgi | kamu yararı
    economic interests : ekonomik çıkarlar
    increased interest : artmış faiz/ilgi
    vested interest : menfaat
    worldwide interest : dünya çapında ilgi
    increasing interest : artan ilgi/faiz/çıkar
    particular interest : özel ilgi
    individual interests : bireysel çıkarlar
    act against interest : faize karşı hareket etmek
    drum up interest : ilgisini çekmek
    interest rate : faiz oranı
    arise interest : ilgi uyandırmak
    class interests : sınıf çıkarları
    object of interest : merak konusu
    person of interest : şüpheli kişi
    Daha az gör

    Interest (n) Preposition Kullanımları

    contrary to sb/sth's interest : birinin/bir şeyin ilgisine zıt olarak
    for interest : ilgi için
    interest among : ... arasında ilgi
    interest in : …ya ilgi
    with interest : ilgiyle |faiziyle
    6 Örnek daha
    of interest : ilginç
    interest on : ...nın faizi
    in one's interests : ...nın yararına
    interest from : ...dan ilgi
    against sb's interest : birinin çıkarlarına karşı
    out of interest : meraktan
    Daha az gör

    Interest ile Bağlantılı Kelimeler