Jammed [Adjective] İngilizce örnek cümle

Jammed sesli dinle

jam (v)

takılmak, kıstırmak, tıkanmak, kilitlenmek, tutukluk yapmak

tıkmak, hıncahınç doldurmak, tıkıştırmak

karıştırmak, bozmak

gun may jam : silah tutukluk yapabilir

jam constantly : sürekli sıkışmak

be jammed shut : sıkışmış halde (kapalı)

jam the lines : telefonları kitlemek

jam on the brakes : frene asılmak / aniden frene basmak

jam one's hand in the door : elini kapıya sıkıştırmak

jam one's finger in the door : parmağını kapıya sıkıştırmak

jam up : sıkıştırmak

jam in : ...ya sıkışmak, kıstırmak

jammed (adj)

sıkışmış, takılı kalmış, tutukluk yapmış

hıncahınç, tıklım tıklım

jammed full of sth : bir şey ile hıncahınç dolu olmak

jammed solid : aşırı sıkışık

jammed tight with sth : tıka basa dolu

get jammed : sıkışmak

jammed with : ...ile tıka basa dolu olmak