Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Key ne demek?

Key ne demek? Key ne anlama gelir? Key İngilizce örnek cümle. Key eş anlamlıları.

    key (v)

    tuşlamak

    key (n)

    anahtar

    Key (n) ingilizce örnek cümle

    Confidence is the key to success.

    Özgüven başarının anahtarıdır.

    I don't remember where I put my car keys.

    Arabanın anahtarlarını nereye koyduğumu hatırlamıyorum.

    tuş

    Key (n) ingilizce örnek cümle

    Press and hold down the the control key then you press 'C' to copy something.

    Bir şeyi kopyalamak için kontrol tuşunu basılı tutun ve ardından 'C' tuşuna basın.

    Key (adj) Collocations

    key may change : anahtar değişebilir
    key may jangle : anahtar çıngırdayabilir
    key may jingle : anahtar şıngırdayabilir
    key may lock : anahtar kilitleyebilir
    key may open : anahtar açabilir
    34 Örnek daha
    key may turn : anahtar dönebilir
    key may unlock : anahtar kilidini açabilir
    caress key : enstrümana vurmak
    change key : (müzikte)anahtar değiştirmek
    depress key : tuşa basmak
    have key : karar verici/sonuç üzerinde belirleyici olmak
    hit key : tuşa basmak
    hold key : anahtarını elinde bulundurmak
    insert key : anahtarı yerleştirmek/sokmak
    leave key : anahtar bırakmak
    press key : tuşa basmak
    punch key : klavyeye sertçe basmak
    remove key : anahtarı çıkarmak/dışarıya çıkarmak
    stroke key : tuşlara dokunmak/okşamak
    tap key : tuşa (hafifçe) vurmak
    touch key : tuş(lar)a dokunmak
    turn key : anahtarı çevirmek
    use key : anahtar kullanmak
    black key : siyah tuş
    hot key : kısayol tuşu
    major key : majör perdesi
    master key : ana anahtar, maymuncuk
    minor key : minör anahtarı
    spare key : yedek anahtar
    white key : beyaz tuş
    duplicate key : yedek anahtar
    put in key : anahtarı yerleştirmek/ içeri sokmak
    hold down key : tuşa basılı tutmak
    lock in key : anahtarı (bir şeyin içine) kilitlemek
    slide in key : anahtarı sokmak/yerleştirmek
    key school : özel okul
    key hole : anahtar deliği
    backspace key : silme / geri alma tuşu
    skeleton key : maymuncuk
    Daha az gör

    Key (adj) Preposition Kullanımları

    with a/the key : anahtar ile
    key for : ... için anahtar
    key of : ...-in anahtarı
    key to : …nın anahtarı
    key (adj)

    önemli

    kilit, en önemli, ana

    Key (adj) ingilizce örnek cümle

    When it comes to losing weight, the key factor is cutting calories.

    Kilo vermek söz konusu olduğunda, kilit faktör kalorileri azaltmaktır.

    Mining is a key driver of economic growth in Guinea.

    Madencilik, Gine'deki ekonomik büyümenin temel faktörüdür.

    Key (adj) Collocations

    key advantage : en önemli avantaj
    key aim : ana amaç
    key ally : kilit/önemli müttefik
    key appointment : kilit atama
    key area : kilit bölge
    93 Örnek daha
    key article : anahtar/kilit fıkra (hukuk)
    key aspect : kilit nokta
    key assumption : temel varsayım
    key attribute : anahtar öznitelik
    key challenge : ana /temel engel/zorluk
    key characteristic : kilit özellik
    key component : önemli bileşen
    key concept : ana kavram
    key concession : anahtar ödün
    key consideration : ana/kilit faktör
    key constituency : kilit seçim bölgesi
    key contributor : anahtar/en önemli katılımcı/katkıda bulunan
    key customer : en önemli müşteri
    key decision : büyük/önemli karar
    key demand : en önemli/ana talep
    key difference : temel fark
    key dimension : anahtar/en önemli yön/boyut
    key distinction : ana/önemli farklılık
    key document : en önemli/kilit belge
    key element : ana unsur/temel öğe
    key employee : anahtar çalışan
    key event : önemli olay
    key executive : kilit yönetici
    key factor : önemli faktör
    key feature : temel özellik
    key figure : en önemli şahsiyet
    key findings : temel bulgular
    key function : önemli işlev
    key idea : ana düşünce/izlenim
    key importance : kilit önem
    key indicator : anahtar gösterge
    key individual : önemli kişi
    key industry : ana sanayi/endüstri
    key ingredient : ana madde/malzeme
    key instrument : anahtar vasıta/kişi/alet
    key issue : temel konu
    key leader : kilit/ en önemli lider
    key link : anahtar bağlantı
    key measure : temel önlem/tedbir
    key meeting : en önemli/hayati toplantı
    key member : en önemli/önde gelen üye
    key message : kilit mesaj
    key milestone : ana/kilit köşe taşı/dönüm noktası
    key ministry : kilit bakanlık
    key moment : en önemli an
    key objective : temel amaç
    key paragraph : anahtar paragraf/cümle
    key part : anahtar rol, püf nokta
    key participant : temel/kilit katılımcı
    key passage : en önemli parça/paragraf
    key performer : anahtar/en önemli sanatçı/oyuncu
    key personnel : kilit kadro, kilit mevkideki personel
    key phrase : anahtar cümle
    key plank : önemli madde (bir politikada)
    key player : önemli şirket/oyuncu
    key point : kilit nokta (sı)
    key position : kilit pozisyon
    key precinct : anahtar seçim bölgesi
    key principle : temel ilke
    key problem : temel sorun
    key provision : temel şart
    key question : önemli/temel soru
    key reason : ana sebep
    key recommendation : ana öneri
    key requirement : ana/en önemli gereksinim
    key respect : ana nokta/ayrıntı/yön
    key role : önemli rol
    key sector : kilit sektör
    key senator : kilit senatör
    key stage : en önemli aşama
    key step : önemli/hayati adım
    key strategy : kilit strateji
    key strength : anahtar güç, kilit güçlü yan
    key stumbling block : temel/ana engel
    key supplier : ana tedarikçi
    key suspect : en önemli/anahtar şüpheli
    key target : ana/başlıca hedef
    key task : temel görev
    key term : anahtar terim/ifade
    key test : hayati/en önemli test
    key text : anahtar metin
    key theme : temel konu
    key thing : en önemli/hayati şey
    key tool : en önemli araç
    key topic : temel konu
    key turning point : en önemli/hayati dönüm noktası
    key vocabulary : temel/ana sözlük/ kelime hazinesi
    key vote : kilit oy
    key witness : hayati/önemli şahit
    key word : anahtar kelime
    key worker : esas işçi
    key policy : temel politika
    key source : kilit kaynak
    Daha az gör

    Key (adj) Preposition Kullanımları

    key to : ...için önemli