eyebrow may lift
:
kaş kaldırılabilir
fog may lift
:
sis dağılabilir
gloom may lift
:
kasvet dağılabilir
hand may lift
:
el kaldırılabilir
mist may lift
:
sis dağılabilir/yükselebilir
mood may lift
:
ruh hali düzelebilir
mouth may lift
:
ağız açılabilir/bükülebilir
shoulder may lift
:
omuz kaldırılabilir
spirit may lift
:
moral yüksek tutulabilir
win may lift
:
başarı korunabilir/yüksekte tutulabilir
lift arm
:
kolunu kaldırmak
lift bag
:
torbayı / çuvalı kaldırmak
lift ban
:
yasağı kaldırmak
lift barrier
:
engeli kaldırmak
lift beaker
:
deney şişesini kaldırmak
lift binoculars
:
dürbünü kaldırmak
lift blockade
:
ablukayı kaldırmak
lift boycott
:
boykotu kaldırmak/sonlandırmak
lift brow
:
kaşı kaldırmak
lift burden
:
(sorumluluk) yükü kaldırmak/ almak
lift ceiling
:
(fiyat vb.) tavanı yükseltmek/artırmak
lift censorship
:
sansürü kaldırmak
lift chin
:
çenesini kaldırmak
lift control
:
kontrolü kaldırmak
lift cup
:
kupayı / kabı/kutuyu kaldırmak
lift a curfew
:
sokağa çıkma yasağını kaldırmak
lift curse
:
laneti kaldırmak
lift dividend
:
temettüyü kaldırmak
lift dress
:
elbisesini kaldırmak
lift earnings
:
kazancı art(t)ırmak / yükseltmek
lift embargo
:
ambargoyu kaldırmak
lift eye
:
gözü (yukarı) kaldırmak
lift eyebrow
:
kaşı kaldırmak
lift eyelid
:
göz kapağını kaldırmak
lift fist
:
yumruğunu kaldırmak
lift flap
:
kanadı kaldırmak
lift foot
:
ayağı kaldırmak/yükseltmek
lift game
:
oyunu geliştirmek/ilerletmek
lift glass
:
bardak kaldırmak
lift gloom
:
kasvet / üzüntüyü kaldırmak/gidermek
lift hand
:
el kaldırmak
lift hatch
:
kapağı kaldırmak
lift head
:
başı kaldırmak
lift hip
:
kalçayı kaldırmak
lift immunity
:
dokunulmazlığı kaldırmak
lift injunction
:
(mahkeme) emri kaldırmak
lift leg
:
bacağı kaldırmak
lift lid
:
kapağı / göz kapağını açmak/ kaldırmak
lift martial law
:
sıkıyönetimi kaldırmak
lift mood
:
ruh hali canlanmak/düzelmek
lift morale
:
moralini yükseltmek
lift phone
:
telefonu (yukarı) kaldırmak
lift prohibition
:
yasaklayıcı yasa/kural/hüküm kaldırmak
lift rate
:
oran yüksel(t)mek/artmak
lift receiver
:
ahizeyi kaldırmak
lift restriction
:
kısıtlamayı kaldırmak
lift sanction
:
yaptırımı kaldırmak
lift siege
:
kuşatmayı kaldırmak
lift skirt
:
eteği yukarı çekmek/ kaldırmak
lift suitcase
:
bavulu kaldırmak
lift tariff
:
gümrük vergisini kaldırmak
lift threat
:
tehdidi kaldırmak
lift veil
:
peçeyi kaldırmak
lift weight
:
ağırlık kaldırmak
lift almost
:
neredeyse kaldırmak
lift bodily
:
birini bedenen taşıyarak kaldırmak
lift carefully
:
dikkatle kaldırmak
lift completely
:
tamamen kaldırmak
lift easily
:
kolayca kaldırmak
lift fractionally
:
çok küçük ölçüde kaldırmak/yükseltmek
lift gently
:
nazikçe kaldırmak
lift gingerly
:
büyük bir dikkatle kaldırmak
lift half
:
yarısından fazla/yarı/kısmen kaldırmak
lift partially
:
kısmen kaldırmak
lift sharply
:
keskin biçimde kaldırmak
lift slightly
:
biraz/hafifçe kaldırmak
lift slowly
:
yavaşça kaldırmak
lifted eyebrow
:
kalkmış kaş
Daha az gör