Loose [Adjective] İngilizce örnek cümle

Loose sesli dinle

loose (v)

içini açmak, rahatça konuşmak

loose (adj)

bağlanmamış, salık, dağınık

Once the loose wire is discovered, simply tighten it or reattach it.

Gevşek tel bulunduğunda, basitçe sıkıştırın veya yeniden takın.

sıkıca oturmayan, dökümlü

başıboş, özgür

The judge let him loose, and he ended up killing his ex-wife and five of her relatives.

Yargıç onu serbest bıraktı ve eski karısını ve beş akrabasını öldürdü.

slightly loose : biraz gevşek

cut loose : kurtulmak

loose jacket : bol ceket

loose jeans : bol kot pantolon

loose tongue : gevşek ağızlı (sır tutamayan)

loose ball : sahipsiz top

loose bandage : gevşek bandaj

loose clothing : gevşek giysi