Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Low ne demek?

Low ne demek? Low ne anlama gelir? Low İngilizce örnek cümle. Low eş anlamlıları.

    low (adv)

    düşük

    alçak, alçaktan, ucuza

    Low (adv) ingilizce örnek cümle

    The incidence of snakebite in Canada is low.

    Kanada'da yılan ısırığı görülme sıklığı düşüktür.

    Low (adj) Collocations

    rank low : düşük rütbelendirmek
    low (v)

    böğürmek

    (inek) böğürmek

    Low (adj) Collocations

    cow may low : inek böğürebilir
    low (adj)

    alçak

    düşük, derin, sessiz (ses), kısık (ışık)

    Low (adj) ingilizce örnek cümle

    During the winter, temperatures are quite low.

    Kışın sıcaklıklar oldukça düşüktür.

    Low (adj) Collocations

    abnormally low : anormal derecede alçak, düşük
    comparatively low : nispeten düşük
    dangerously low : tehlikeli derecede düşük
    historically low : tarihsel olarak düşük
    naturally low : doğal olarak düşük
    77 Örnek daha
    relatively low : nispeten düşük
    slightly low : biraz alçak
    unusually low : alışılmadık biçimde düşük
    extremely low : son derece alçak/düşük
    low ability : düşük yetenek
    low abundance : düşük bolluk
    low altitude : alçak rakım
    low attendance : düşük katılım
    low ball : alçaktan atılan top
    low blood pressure : düşük tansiyon
    low casualty : düşük zayiat
    low concentration : düşük yoğunluk
    low confidence : düşük güven
    low content : düşük içerik
    low cost : düşük maliyetli
    low degree : düşük derece
    low demand : düşük talep
    low density : düşük yoğunluklu
    low dose : düşük doz
    low employment : düşük istihdam
    low estimate : düşük tahmin
    low frequency : alçak frekans
    low grade : düşük seviye, not
    low gravity : düşük yer çekimi
    low ground : alçak zeminli
    low humidity : düşük nem
    low income : düşük gelir
    low inflation : düşük enflasyon
    low intelligence : düşük zeka
    low intensity : düşük yoğunluk
    low latitude : alçak enlem
    low level : düşük seviye
    low mortality : düşük ölüm oranı
    low noise : düşük ses
    low number : düşük sayı
    low occurrence : düşük oluş
    low offer : düşük teklif
    low pay : düşük ücret
    low percentage : düşük yüzde
    low pressure : alçak basınç
    low price : düşük fiyat
    low priority : düşük öncelikli
    low probability : düşük ihtimal
    low profile : düşük profil
    low profit : düşük kar
    low profitability : düşük karlılık
    low quality : düşük kalite
    low rank : düşük rütbe, düşük makam
    low rate : düşük oran
    low regard : düşük saygı/hayranlık
    low resolution : düşük çözünürlük
    low risk : düşük risk
    low salary : düşük maaş
    low speed : düşük hız
    low speed limit : düşü hız limiti
    low status : düşük statü
    low target : alçaktaki hedef
    low tax : düşük vergi
    low temperature : düşük sıcaklık
    low tide : alçak gelgit
    low tolerance : düşük tolerans
    low turnover : düşük ciro/iş hacmi
    low unemployment : düşük işsizlik
    low usage : düşük kullanım
    low visibility : düşük görünürlük
    low voice : alçak ses
    low wage : düşük maaş
    low waist : düşük bel
    low yield : düşük verim
    remain low : düşük kalmak
    low chance : düşük şans
    quite low : oldukça düşük
    have a low opinion of sb/sth : bir şeyi veya birini önemsememek
    lower part of the abdomen : karnın alt kısmı
    lower back : bel
    lower deck : alt güverte
    lower class : alt sınıf/tabaka
    Daha az gör

    Low (adj) Preposition Kullanımları

    low in : … bakımından düşük