major advance
:
büyük gelişme
major advantage
:
ana avantaj
major aim
:
başlıca amaç
major alteration
:
büyük değişiklik
major assault
:
büyük saldırı
major attraction
:
büyük cazibe
major bank
:
büyük banka
major blood vessel
:
majör kan damarı
major campaign
:
ana kampanya
major capital
:
ana başkent
major catastrophe
:
büyük felaket
major cause
:
ana sebep
major centre
:
başlıca merkez
major chain
:
ana zincir
major challenge
:
temel engel
major change
:
büyük değişme
major city
:
büyük şehir
major collector
:
ana koleksiyoncu
major commitment
:
büyük bağlılık
major complaint
:
büyük şikayet
major component
:
ana parça/bileşen
major composer
:
büyük besteci
major concern
:
büyük endişe
major contribution
:
büyük katkı
major contributor
:
başlıca katkıda bulunan
major controversy
:
esas tartışma
major crisis
:
büyük kriz
major culprit
:
elebaşı
major decision
:
önemli karar
major deficiency
:
büyük eksiklik
major demand
:
büyük/ana talep
major depression
:
majör/ağır depresyon
major developer
:
büyük geliştirici
major development
:
büyük gelişme
major difference
:
büyük fark
major difficulty
:
başlıca zorluk
major dimension
:
ana boyut
major disadvantage
:
büyük dezavantaj
major disagreement
:
büyük anlaşmazlık
major disappointment
:
büyük hayal kırıklığı
major disaster
:
büyük felaket
major discovery
:
büyük keşif
major discrepancy
:
başlıca tutarsızlık
major distinction
:
büyük ayrım/fark
major distraction
:
ana dikkat dağıtıcı
major disturbance
:
büyük/ciddi rahatsızlık
major drawback
:
büyük dezavantaj
major earthquake
:
büyük deprem
major effect
:
büyük etki
major effort
:
üstün çaba
major employer
:
büyük işveren
major episode
:
büyük bölüm
major eruption
:
büyük patlama
major event
:
büyük etkinlik
major exception
:
büyük istisna
major expansion
:
büyük genişleme
major explosion
:
büyük patlama
major exporter
:
büyük ihracatçı
major factor
:
ana etken
major feature
:
ana özellik
major focus
:
ana odak
major force
:
büyük güç
major function
:
ana işlev
major gain
:
büyük kâr/kazanç
major goal
:
esas amaç
major handicap
:
büyük engel
major hazard
:
büyük tehlike
major hindrance
:
büyük engel
major illness
:
önemli hastalık
major impact
:
büyük/önemli etki
major implication
:
temel çıkarım
major importance
:
büyük önem
major improvement
:
büyük gelişme
major inconvenience
:
büyük rahatsızlık
major increase
:
büyük artış
major indicator
:
ana gösterge
major influence
:
ana etki
major ingredient
:
ana bileşen
major innovation
:
büyük yenilik
major instrument
:
ana enstrüman
major investor
:
büyük yatırımcı
major issue
:
temel sorun
major journal
:
büyük dergi
major key
:
majör perdesi
major killer
:
esas katil
major loss
:
büyük kayıp
major manufacturer
:
büyük üretici
major mishap
:
büyük aksilik
major organ
:
ana organ
major overhaul
:
büyük revizyon/bakım
major part
:
büyük kısım
major player
:
ana oyuncu
major point
:
ana nokta
major port
:
ana liman
major portion
:
büyük kısım
major power
:
büyük güç
major priority
:
büyük öncelik
major problem
:
büyük sorun
major reason
:
ana sebep
major rebellion
:
büyük isyan
major reform
:
büyük yenilik/reform
major risk
:
büyük risk
major river
:
önemli nehir
major role
:
büyük/önemli rol
major route
:
ana rota
major row
:
ana satır/sıra
major scale
:
büyük ölçek
major setback
:
büyük aksilik / engel
major shift
:
ana değişiklik
major shortcoming
:
büyük eksiklik
major source
:
temel kaynak
major step
:
büyük adım
major store
:
ana mağaza
major stress
:
büyük stres
major supplier
:
ana tedarikçi
major surgery
:
büyük ameliyat
major surprise
:
büyük sürpriz
major target
:
büyük hedef
major task
:
ana/büyük görev
major theme
:
ana fikir/konu
major threat
:
büyük tehdit
major tool
:
büyük araç
major tragedy
:
büyük trajedi/dram
major turning point
:
büyük dönüm noktası
major type
:
başlıca tür
major variation
:
büyük değişim
major weakness
:
büyük zayıflık
major work
:
asıl iş; büyük eser
major area
:
ana alan
major zone
:
ana bölge
major ablution
:
gusül abdesti / boy abdesti
major general
:
tümgeneral
Daha az gör