Merit [Noun] İngilizce örnek cümle

Merit sesli dinle

merit (v)

layık olmak

merit attention : ilgiyi hak etmek

merit hardly : hak etmek

merit (n)

liyakat, yeterlik

Debating the various merits or flaws of veganism can lead to heated arguments.

Veganlığın çeşitli değerlerini veya kusurlarını tartışmak, hararetli tartışmalara yol açabilir.

acknowledge merit : liyakati/erdemi kabul etmek/görmek

appreciate merit : liyakatini takdir etmek

argue merit : liyakati değerlendirmek

assess merit : liyakati değerlendirmek

compare merit : liyakati karşılaştır

evaluate merit : yararlılığı değerlendirmek

have merit : hak etmek

academic merit : akademik erdem

aesthetic merit : estetik yarar

architectural merit : mimari erdem

relative merits : göreceli faydalar

scientific merit : bilimsel değer

exceptional merit : olağanüstü değer

merit badge : uzmanlık arması

merit pay : performansa dayalı ödeme