Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Opposed ne demek?

Opposed ne demek? Opposed ne anlama gelir? Opposed İngilizce örnek cümle. Opposed eş anlamlıları.

    oppose (v)

    karşı çıkmak

    itiraz etmek, karşı gelmek

    Opposed (v) ingilizce örnek cümle

    The government opposed a proposal to allow women the right to vote.

    Hükûmet, kadınlara oy kullanma hakkı tanıyan bir öneriye karşı çıktı.

    The Conservatives are likely to oppose any suggestion of change.

    Muhafazakârların herhangi bir değişim önerisine karşı çıkacakları muhtemeldir.

    Opposed (adj) Collocations

    petition may oppose : dilekçe karşı olabilir
    resolution may oppose : karar karşı olabilir
    oppose amendment : değişikliğe/ düzenlemeye/ (ABD) anayasa maddesine itiraz etmek
    oppose amnesty : genel affa karşı çıkmak
    oppose bail : kefalete karşı çıkmak
    58 Örnek daha
    oppose ban : yasağa karşı çıkmak
    oppose bill : kanun maddesine / kanun teklifine karşı çıkmak
    oppose change : değişime/ değişikliğe karşı çıkmak
    oppose creation : oluşuma karşı çıkmak
    oppose cut : azal(t)maya itiraz etmek
    oppose deal : anlaşmaya / sözleşmeye karşı çıkmak
    oppose decision : karara itiraz etmek
    oppose directive : yönergeye karşı çıkmak
    oppose doctrine : öğretiye karşı çıkmak
    oppose draft : zorunlu askerliğe karşı çıkmak
    oppose effort : çabaya karşı çıkmak/ engel olmak
    oppose expansion : genişlemeye karşı çıkmak
    oppose imposition : cezaya/ külfete/ yürürlüğe koymaya/ dayatmaya itiraz etmek
    oppose initiative : girişime karşı çıkmak
    oppose intervention : müdahaleye karşı çıkmak/ itiraz etmek
    oppose invasion : istilaya karşı koymak/ direnmek
    oppose legislation : yasalara/ mevzuata karşı koymak/ itiraz etmek
    oppose measure : tedbire / önleme karşı çıkmak/ engel olmak
    oppose merger : birleş(tir)meye karşı çıkmak
    oppose motion : öneriye/ önergeye karşı çıkmak
    oppose move : girişime karşı çıkmak
    oppose movement : harekete karşı olmak/ çıkmak
    oppose nomination : adaylığa karşı çıkmak
    oppose nominee : adaya karşı çıkmak
    oppose occupation : işgale karşı çıkmak
    oppose petition : dilekçeye itiraz etmek
    oppose plan : plana karşı çıkmak
    oppose policy : politikaya karşı çıkmak
    oppose privatization : özelleştirmeye karşı çıkmak
    oppose proposal : plana/öneriye karşı çıkmak
    oppose recommendation : tavsiyeye karşı çıkmak/ muhalefet etmek
    oppose referendum : referanduma/halk oylamasına karşı çıkmak
    oppose reform : reforma/yeniliğe karşı çıkmak/ itiraz etmek
    oppose regime : rejime muhalefet etmek
    oppose resolution : karara/önergeye karşı çıkmak
    oppose scheme : plana/programa karşı çıkmak
    oppose slavery : köleliğe karşı çıkmak
    oppose treaty : antlaşmaya karşı çıkmak
    oppose tyranny : zorbalığa / zorba hükümete karşı çıkmak
    oppose use : kullanıma / kullanmaya itiraz etmek
    oppose actively : etkin şekilde karşı çıkmak
    oppose adamantly : inatla karşı çıkmak
    oppose bitterly : acımasızca karşı çıkmak
    oppose consistently : sürekli olarak karşı çıkmak
    oppose fiercely : şiddetle karşı çıkmak
    oppose firmly : sıkıca / kesin olarak karşı çıkmak
    oppose initially : başlangıçta karşı koymak / itiraz etmek
    oppose openly : açıkça karşı çıkmak
    oppose publicly : halka açık olarak karşı çıkmak
    oppose resolutely : azimli bir şekilde karşı çıkmak
    oppose strenuously : gayretli bir şekilde karşı çıkmak
    oppose strongly : şiddetle karşı çıkmak
    oppose successfully : başarılı bir şekilde karşı çıkmak/ muhalefet etmek
    oppose totally : tamamen karşı çıkmak
    oppose unsuccessfully : başarısızca karşı çıkmak
    oppose vehemently : şiddetle/hararetli bir şekilde karşı çıkmak
    oppose vigorously : şiddetle karşı çıkmak
    oppose violently : şiddetle karşı çıkmak
    Daha az gör
    opposed (adj)

    karşıt

    zıt, aksi

    Opposed (adj) ingilizce örnek cümle

    Many people are opposed to the use of nuclear power.

    Birçok insan nükleer enerji kullanımına karşıdır.

    I am opposed to marrying too young without living the life fully.

    Hayatı tam anlamıyla yaşamadan çok genç yaşta evlenmeye karşıyım.

    Opposed (adj) Collocations

    absolutely opposed : kesinlikle karşı
    actively opposed : etkin şekilde muhalif
    adamantly opposed : inatla karşı çıkan/ aleyhtar
    bitterly opposed : keskin olarak/ acımasızca karşı çıkan
    completely opposed : tamamen karşı çıktı
    24 Örnek daha
    deeply opposed : çok karşı çıkan/ karşı
    diametrically opposed : tamamen zıt
    directly opposed : doğrudan karşı çıkan / zıt
    implacably opposed : bitmeyen bir şekilde karşı çıkan
    largely opposed : büyük ölçüde karşı çıkan
    mutually opposed : karşılıklı olarak zıt
    openly opposed : açıkça karşıt
    personally opposed : kişisel olarak karşı çıkan
    publicly opposed : açıkça karşı çıkan
    resolutely opposed : kararlı bir şekilde karşı
    strongly opposed : son derece karşıt/karşı çıkan
    totally opposed : tamamen karşı çıkan
    utterly opposed : tamamen karşı çıkan
    vehemently opposed : hararetli bir şekilde karşı / karşı çıkan
    vigorously opposed : şiddetle karşıt
    violently opposed : güçlü bir şekilde/kesin olarak karşıt/muhalif
    wholly opposed : tamamen zıt
    entirely opposed : tamamen karşı
    fiercely opposed : şiddetle /son derece karşı(t)
    firmly opposed : kesin olarak karşı çıkan/ karşı
    fundamentally opposed : temelde karşı
    remain opposed : karşıt kalmak
    seem opposed : zıt /karşı gibi görünmek
    stand opposed : karşı durmak/ karşı çıkmak
    Daha az gör

    Opposed (adj) Preposition Kullanımları

    opposed to : ...ya karşı (olmak)

    Opposed ile Bağlantılı Kelimeler