Passenger [Noun] İngilizce örnek cümle

Passenger sesli dinle

passenger (n)

As a result of the accident, several passengers were killed.

Kaza sonucu, birkaç yolcu hayatını kaybetti.

passenger may arrive : yolcu gelebilir

passenger may board : yolcu binebilir

passenger may disembark : yolcu ayrılabilir/tahliye edilebilir

passenger may embark : yolcu (gemiye) binebilir

passenger may fly : yolcu uçabilir

passenger may ride : yolcu binebilir

passenger may wait : yolcu bekleyebilir

accommodate passenger : yolcuya yer sağlamak

board passenger : yolcu bindirmek

carry passenger : yolcu taşımak

transport passenger : yolcu taşımak

back-seat passenger : arka koltukta oturan yolcu

underground passenger : metro yolcusu

passenger may get off : yolcu inebilir

pick up passenger : yolcu almak

passenger may embark on : yolcular yolculuğa çıkabilir

passenger train : yolcu treni

passenger jet : yolcu jeti

passenger vessel : yolcu gemisi