Passion [Noun] İngilizce örnek cümle

Passion sesli dinle

passion (n)

arzu, ihtiras, şevk

A passion for music during a young age can develop into a professional career in the arts.

Genç yaşta müzik tutkusu, sanat alanında profesyonel bir kariyere dönüşebilir.

Many people learn landscape architecture to fulfill a dream and passion for nature.

Birçok insan doğaya yönelik bir hayali ve isteği gerçekleştirmek için peyzaj mimarlığını öğrenir.

passion may wane : tutku azalabilir

arouse passion : tutku uyandırmak

awaken passion : tutku uyandırmak

develop passion : tutkusu olmak

have passion : tutku olmak

pursue passion : tutku peşinde olmak

abiding passion : kalıcı tutku

deep passion : derin tutku

human passion : insan tutkusu

violent passion : dizginlenemez tutku

passion for : ... için arzu, istek

with passion : tutkuyla