Penetrate [Verb] İngilizce örnek cümle

Penetrate sesli dinle

penetrate (v)

girmek, geçmek, işlemek

The army managed to penetrate the enemy lines with the cover of darkness.

Ordu, karanlığın örtüsüyle düşman hatlarına girmeyi başardı.

bullet may penetrate : kurşun içine girebilir

daylight may penetrate : gün ışığı nüfuz edebilir

moisture may penetrate : nem içine girebilir

ray may penetrate : ışın nüfuz edebilir

sunlight may penetrate : güneş ışığı nüfuz edebilir

penetrate lung : akciğere nüfuz etmek

penetrate skin : cilde nüfuz etmek

penetrate completely : tamamen nüfuz etmek

penetrate deeply : derine nüfuz etmek

penetrate easily : kolayca nüfuz etmek

penetrate readily : kolayca nüfuz etmek

penetrate to : …ya nüfuz etmek

penetrate through : delip geçmek

penetrate into : …ya nüfuz etmek