Pointed [Adjective] İngilizce örnek cümle

Pointed sesli dinle

point (v)

göstermek, yöneltmek, çevirmek, doğrultmak, yönünü çevirmek

Compass needles point to the north.

Pusula iğneleri kuzeyi gösterir.

arrow may point : ok işaret edebilir

barrel may point : namlu işaret edebilir

needle may point : iğne işaret edebilir

sign may point : iz işaret edebilir

point telescope : teleskobu çevirmek

point way : yol göstermek

point correctly : uygun biçimde yöneltmek

point repeatedly : tekrar tekrar nokta

point to : ...ya işaret etmek

pointed (adj)

sivri uçlu

pointed beak : sivri gaga

pointed breast : sivri meme