Prosperity [Noun] İngilizce örnek cümle

Prosperity sesli dinle

prosperity (n)

zenginlik

The prosperity of a country depends more or less on its citizens.

Bir ülkenin refahı, vatandaşlarına az çok bağlıdır.

Hong Kong's prosperity relies heavily on foreign businesses.

Hong Kong'un refahı büyük ölçüde yabancı şirketlere bağlıdır.

achieve prosperity : refah sağlamak

bring prosperity : refah getirmek

create prosperity : zenginlik yaratmak

enjoy prosperity : zenginliğin tadını çıkarmak

share prosperity : zenginliği paylaşmak

global prosperity : küresel refah

great prosperity : büyük zenginlik

growing prosperity : büyüyen zenginlik

lasting prosperity : kalıcı zenginlik

long-term prosperity : uzun vadeli zenginlik

national prosperity : ulusal refah

personal prosperity : kişisel refah

relative prosperity : göreceli refah

unprecedented prosperity : görülmemiş zenginlik

future prosperity : gelecekteki refah

general prosperity : genel refah

economic prosperity : ekonomik refah

increasing prosperity : artan zenginlik

rising prosperity : yükselen refah

material prosperity : maddi refah

prosperity may depend on : zenginlik ...e bağlı olabilir