Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Raise ne demek?

Raise ne demek? Raise ne anlama gelir? Raise İngilizce örnek cümle. Raise eş anlamlıları.

    raise (v)

    yükseltmek

    artırmak, çoğaltmak, kaldırmak

    Raise (v) ingilizce örnek cümle

    A crane raises heavy construction materials.

    Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.

    Drinking a lot of coffee can raise your blood pressure.

    Çok kahve içmek tansiyonunuzu yükseltebilir.

    yetiştirmek (çocuk vs)

    büyütmek, bakmak

    Raise (v) ingilizce örnek cümle

    Her husband was in prison, so she had to raise her children by herself.

    Kocası hapisteydi, bu yüzden çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kaldı.

    ortaya atmak

    gündeme getirmek, öne sürmek, bahsetmek

    Raise (v) ingilizce örnek cümle

    The only useful answers are those that raise new questions.

    Tek faydalı cevaplar yeni sorular ortaya koyanlardır.

    Raise (n) Collocations

    appeal may raise : çağrı toplayabilir
    case may raise : dava öne sürebilir
    finance may raise : finansman artırabilir
    lottery may raise : piyango yükseltebilir
    wolf may raise : kurt yetiştirebilir
    57 Örnek daha
    raise animal : hayvan yetiştirmek
    raise arm : kolunu kaldırmak
    raise army : ordu toplamak
    raise awareness : farkındalığı artırmak
    raise capital : sermayeyi artırmak
    raise cattle : büyükbaş hayvan yetiştirmek
    raise a child : çocuk yetiştirmek
    raise cholesterol : kolesterolü yükseltmek
    raise complaint : şikayeti arttırmak
    raise confidence : güven arttırmak
    raise crop : mahsul yetiştirmek
    raise doubt : şüpheyi arttırmak
    raise employment : istihdamı artırmak
    raise family : aileye bakmak
    raise fear : korkuyu arttırmak
    raise finger : parmak kaldırmak
    raise a flag : bayrağı göndere çekmek
    raise fund : fon toplamak
    raise hand : el kaldırmak
    raise hope : umutları arttırmak
    raise issue : bir konu ileri sürmek
    raise level : seviyeyi artırmak
    raise limit : sınır artırmak
    raise loan : kredi toplamak
    raise money : para toplamak
    raise objection : itirazda bulunmak
    raise price : fiyat yükseltmek
    raise productivity : verimliliği arttırmak
    raise prospect : ihtimali arttırmak
    raise a question : bir soru sormak, gündeme getirmek
    raise rate : oran arttırmak
    raise rebellion : isyanı büyütmek
    raise rent : kirayı arttırmak
    raise revenue : gelir yükseltmek
    raise risk : tehlikeyi/riski artırmak
    raise sheep : koyun yetiştirmek
    raise smile : gülümsetmek (zoraki)
    raise spectre : endişe yaratmak
    raise speed limit : hız limitini artırmak
    raise standard : standardı yükseltmek
    raise subject : konuyu gündeme getirmek
    raise suspicion : şüphe uyandırmak
    raise tariff : gümrük vergisini yükseltmek
    raise tax : vergiyi yükseltmek
    raise temperature : sıcaklık yükseltmek
    raise toast : kadeh kaldırmak
    raise turkey : hindileri açığa çıkarmak
    raise visibility : görünürlüğü arttırmak
    raise voice : sesini yükseltmek
    raise concern : endişe uyandırmak
    raise controversy : tartışmaya neden olmak
    raised voice : yüksek ses
    raised blood pressure : yükseltilmiş tansiyon
    raised eyebrow : kalkık kaş
    raised platform : yüksek platform
    consciousness raising : bilinçlendirme
    raised cholesterol : yüksek kolesterol
    Daha az gör
    raise (n)

    fiyat artışı

    zam, ikramiye

    Raise (n) ingilizce örnek cümle

    Most employees expect a pay raise once a year.

    Çalışanların çoğu yılda bir kez ücret artışı bekler.

    Raise (n) Collocations

    pay raise : maaş artışı / zammı
    get a raise : zam almak