Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Reach ne demek?

Reach ne demek? Reach ne anlama gelir? Reach İngilizce örnek cümle. Reach eş anlamlıları.

    reach (v)

    ulaşmak

    varmak, erişmek

    Reach (v) ingilizce örnek cümle

    The abolition of slavery in Europe eventually reached America.

    Avrupa'da köleliğin kaldırılması sonunda Amerika'ya ulaştı.

    The rocket ought to have reached the moon by now.

    Roket şimdiye kadar aya ulaşmış olmalıydı.

    uzanmak

    (el, kol) uzatmak

    Reach (n) Collocations

    elevator may reach : asansör ulaşabilir
    expedition may reach : keşif gezisi ulaşabilir
    inflation may reach : enflasyon aşabilir/geçebilir
    letter may reach : mektup ulaşabilir
    message may reach : mesaj ulaşabilir
    60 Örnek daha
    news may reach : haber ulaşabilir
    population may reach : nüfus ulaşabilir
    procession may reach : Alay ulaşabilir
    receipt may reach : makbuz ulaşabilir
    sale may reach : satış ulaşabilir
    stock may reach : stok ulaşabilir
    temperature may reach : sıcaklık ulaşabilir
    toll may reach : ücret olabilir
    train may reach : tren ulaşabilir
    troops may reach : birlikler ulaşabilir
    turnover may reach : ciro ulaşabilir
    unemployment may reach : işsizlik ulaşabilir
    reach accommodation : anlaşmaya varmak
    reach adulthood : yetişkinliğe ulaşmak
    reach age : yaşa ulaşmak
    reach agreement : uzlaşma sağlamak
    reach climax : zirveye ulaşmak
    reach coast : kıyıya ulaşmak
    reach conclusion : sonuca ulaşmak
    reach consensus : fikir birliğine varmak
    reach consumer : tüketiciye ulaşmak
    reach a decision : bir karara varmak
    reach degree : dereceye ulaşmak
    reach destination : istikamete ulaşmak
    reach end : sonuna ulaşmak
    reach extreme : aşırıya ulaşmak
    reach goal : hedefe ulaşmak
    reach ground : yere ulaşmak/varmak
    reach height : yüksekliğe ulaşmak
    reach high : yüksek seviyeye ulaşmak
    reach judgement : yargıya varmak
    reach land : karaya ulaşmak
    reach level : seviyeye ulaşmak
    reach limit : sınıra ulaşmak
    reach mark : seviyeye ulaşmak
    reach maturity : olgunlaşmak
    reach menopause : menopoza girmek
    reach middle age : orta yaşa ulaşmak
    reach objective : hedefe ulaşmak
    reach peak : tavan yapmak
    reach phase : evreye ulaşmak
    reach pinnacle : zirveye ulaşmak
    reach point : noktaya ulaşmak
    reach profitability : karlılığa ulaşmak
    reach puberty : ergenlik çağına ulaşmak
    reach speed : hıza ulaşmak
    reach stage : aşamaya ulaşmak
    reach state : mevkiye ulaşmak
    reach summit : zirveye ulaşmak
    reach surface : yüzeye ulaşmak
    reach target : hedefe ulaşmak
    reach temperature : sıcaklığa ulaşmak
    reach top : zirveye ulaşmak
    reach understanding : anlayışa ulaşmak
    reach verdict : karara varmak
    reach almost : neredeyse ulaşmak
    reach easily : kolayca ulaşmak
    reach finally : sonunda ulaşmak
    nearly reach : neredeyse ulaşmak
    reach into bag : çantaya uzanmak
    Daha az gör
    reach (n)

    erişilebilecek uzaklık

    ulaşılabilecek sınır, kapsama alanı, menzilde, gidilebilecek mesafede

    Reach (n) ingilizce örnek cümle

    Adjust the driver's seat so that all the controls are within reach.

    Sürücü koltuğunu, tüm kontrol düzeneğine erişilebilecek şekilde ayarla.

    I always have my cellular phone within reach.

    Cep telefonum her zaman elinizin altında.

    Keep a glass of water within reach.

    Elinin altında bir bardak su bulundur.

    Keep all medicines out of reach of children.

    Tüm ilaçları çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın.

    Housing prices in İstanbul are out of reach for ordinary people.

    İstanbul'da konut fiyatları sıradan insanların ulaşamayacağı kadar yüksek.

    I placed the medicine out of the children's reach.

    İlaçları çocukların ulaşamayacağı bir yere koydum.

    Reach (n) Collocations

    broaden reach : etkiyi artırmak
    have reach : ulaşmak
    limit reach : menzili sınırlandırmak
    uppermost reach : en üst erişim
    global reach : küresel erişim
    3 Örnek daha
    outer reach : dış bölge
    vast reach : geniş erişim
    farthest reach : en uzak mesafe
    Daha az gör

    Reach (n) Preposition Kullanımları

    reach of : erişmek
    out of reach : erişilemez/ulaşılamaz
    beyond reach : ulaşılamayacak mesafede
    within reach : ulaşılabilecek mesafede

    Reach ile Bağlantılı Kelimeler