Salary [Noun] İngilizce örnek cümle

Salary sesli dinle

salary (n)

aylık

They increased my salary with the promotion.

Terfiyle maaşımı arttırdılar.

Because of inflation, salaries can't keep up with the high cost of living.

Enflasyon nedeniyle maaşlar, yüksek yaşam maliyetine ayak uyduramıyor.

He has to maintain a large family on a small salary.

Az bir maaşla büyük bir aile bakması gerekiyor.

Her higher salary will allow her to live comfortably.

Maaşının yüksek olması rahatça yaşamasına olanak sağlayacak.

salary may increase : maaş artabilir

salary may rise : maaş yükselebilir

boost salary : maaşı artırmak

double salary : çift maaş

earn salary : maaş kazanmak

increase salary : maaşı arttırmak

receive salary : maaş almak

monthly salary : aylık maaş

yearly salary : yıllık maaş

annual salary : yıllık maaş (gelir)

average salary : ortalama maaş

base salary : temel ücret

high salary : yüksek maaş

low salary : düşük maaş

reasonable salary : makul maaş

generous salary : cömert maaş

starting salary : başlangıç maaşı